Bulutlar neden bu kadar güzeldir?
Cüceler sayesinde tabii ki! Bulutlar her zaman ki gibi beyaz ve şişko. Kabartıyor her gün şirin cüce onları, daha kabarık daha kabarık ve daha pofuduk olsunlar diye.
Bulutlarla bir oraya bir buraya gidiyorlar cüceler. Yeryüzündeki hava olayları onların sorumluluğunda ne de olsa. Baharda yağan yağmurlar, yağmurun ardından açan güneş, gökkuşağı, kışın karın lapa lapa yağması hep onların sorumluluğunda.
Bilmeyenler için: Cücelik ciddi bir iştir!
Ah yeryüzü ahalisi!
Yaptıkları yüzünden bulutların aklı karışık, cücelerin iş zor. Artık daha az yağmur, daha az gökkuşağı var yeryüzünde. Zamansız yağıyor kar ve yağmur. Güneş küskün galiba bu yeryüzü ahalisine! Bazen iyice ısıtıyor bazen de küsüp göstermiyor kendini.
Oysa vakitlice olduğunda her şey ne güzeldir. Kışın yağan kar örneğin; kediler, köpekler, çocuklar ve okuldan dönen öğrenciler, hatta pencere kenarı çiçekleri için harikadır. Karın yağışını seyretmeyi çok seven bir menekşe tanıyorum.
Mesela nisan yağmurları. Cücelerin en büyük gurur kaynaklarındandır. O güzelim nisan yağmurları kim bilir kaç serçeyi ve çalı kuşunu mest etti, kaç çocuk yağmurun ardından çıkan gökkuşağının peşine takıldı.
Rivayet odur ki, nisan yağmurunun damlaları düşerse bir gonca güle o zaman en güzel şarkısını söylermiş bülbül ona!
Ödev: En kısa zamanda bir nisan yağmurunda ıslan ve kuşların şarkılarını dinle.
Ya uzun yaz akşamları… bulutların kenara çekildiği, güneşin en güzel kızıllıklarıyla battığı uzun yaz akşamları. Her çocuk için sınırsız oyun zamanı. Sokak ve oyun bebelerin! Ama onun da aklı karıştı. Bu yıl temmuzda hala yağmur yağıyordu!
Kendime not: Güneşle bu konuyu konuş, sorunu çözmeye çalış. Oyun hakkımız kısıtlanamaz!
Vel hasılı bu günlerde cücelik de çok zorlaştı. Yağmur için denizle konuş, yaz için güneşle müzakere et. Onlar olmasaydı durum çok daha fena olurdu.
Ne yapsın bu cüceler ellerinden geldiğince mutlu bir yeryüzü için çalışıyorlar. Bir de afacan cüce elbette. Onun başka fikirleri de var. Afacan olmak bunu gerektiriyor çünkü.
Ara sıra hiç bir cücenin yapmadığını yapıp, yeryüzüne iniyor. Cebinde sakladığı küçük mucizelerle.
Bu küçük mucizeler ne mi?
Ödev: Mucize nasıl yapılıyor öğren! Tanıdımadığın 3 kişiye mucize yap.
Afacan cücenin cepleri tohumlarla dolu.
A aaa!
Tohumun mucizeyle ne ilgisi var diyenleri duyuyorum. O zaman takılalım bir tohumun peşine.
Bir küçük tohum bazen bir daldan düşer, bazen rüzgarla uzaklardan gelir, bazen bir kuşun gagasıyla taşınır başka başka yerlere. Ve düşer toprağa.
Ne olduğunu bilmediğiniz küçücük bir tohum. Tohum önce toprağın içinde sessizce bekler. Kendini hazırlar yeni bir yaşama, yeni bir başlangıca. Üstüne karlar ve yağmurlar yağar. Bir saksıda onu heyecanla bekleyen biri vardır bazen. Ve vakti geldiğinde; tüm güzelliğiyle yeryüzünde boy verir tohum. İlk merhaba ve ilk filiz, boy atma telaşı, ilk yapraklar. Kimi yapraklanır, allanır, morlanır, çiçek açar. Kimi dallanır, budaklanır, meyve verir, gölge olur, rüzgarda uğultu olur. Her şeyi işte küçücük bir tohum içinde saklar. Tıpkı küçük bir çocuğun sakladıkları gibi…
Bir tohum dünyadaki en büyük mucizelerden birini anlatır dinlemeyi bilene.Tohum kök salmayı, büyümeyi, dönüşmeyi, var olduğu yeri güzelleştirmeyi anlatır. Bir tohum topraktan, güneşten, sudan ne alıyorsa daha fazlasını verir doğaya, insana, yaşama. O yüzden tohum hep tüketmeye alışanların unuttuğu bir şeyi de anlatır, duymayı bilenlere.
Kendime Not: Hep konuşursak sessiz olanları duyamayız. Duymak için susmayı öğren!
İşte Afacan Cücemizin cepleri bu küçük mucizelerle dolu. Cüce biliyor ki yeryüzünün ve gök yüzünün güzelleşmesi için gerekli mucizeyi sağlayacak her şey bir tohumda saklıdır.
Afacan cüce, bahçeleri, dağları, balkonları dolaşır. Nerede küçük bir toprak parçası görse içine hemen bir tohum koyar ve kendi mucizesini gerçekleştirmesi için ona şans diler. İşte balkonunuzda sizin dikmemenize rağmen bitiveren çiçekler, yol kenarlarında boy vermiş, dağ başlarında tek başına serpilmiş o ağaçlar hep bu afacan cücenin işi.
Afacan cüce bunları sabah çok erken saatlerde yapar. Yeterince erken kalkarsanız ve ona yer açmışsanız ve de mucizelere inanıyorsanız, belki karşılaşırsınız onunla, ektiği tohuma birlikte şans diler mucizesine birlikte tanık olursunuz.
Yazan: Hatice Kapusuz