Çocuk toprağa gömdü umudunu.
Sahipsiz bir sokakta, daha geçen gün bulmuştu,
Aldı, kimse kırmasın diye toprağa gömdü.
Çocuk yoksuldu.
Ayakları çıplaktı.
Ondan elleri ayakları tanırdı toprağı,
Tanırdı çetin sokakları.
Çocuk bir tek toprağa güvenebileceğini bilirdi.
Çocuk umudu toprağa gömdü.
Üç gün sonra bir sabah seheriyle,
Filizlendi çocuğun umudu.
Ancak bir çocuğun umudu bu kadar hızlı filizlenebilirdi.
Filiz, kış ayazlarında boy attı,
Filiz, soğuk bahar sabahlarında boy attı,
Filiz, ılık nisan günlerinde boy attı,
Filiz yaz güneşinde boy attı.
Ancak bir çocuğun umudu bu kadar hızlı büyüyebilirdi.
Filiz dallandı budaklandı,
Biraz dikenlendi.
Yediveren bir böğürtlen oldu.
Rengarenk iştah kabartan,
Ama ancak dalına konmayı bilen kuşlara lezzetini sunan.
Hoyratlıklara karşı dikenli ve direngen.
Çocuk umudunu gömdü toprağa.
Hiç bir şey bir çocuğun umudu kadar hızlı boy veremez,
Onun kadar direngen olamazdı.