neden sözler bu kadar çabuk biter?

Sıklıkla ve her yerde görür olduğum bir cümle “Sözün bittiği yer”. insanların sıklıkla sözleri bitiyor garip bir şekilde,  bir şiddet çağrısı var ifadenin altında elbette, söz bitti başka bir şey lazım! Bir değersizleştirme refleksi de ona eşlik ediyor. İnsanlar kolaylıkla birilerini değersizleştiriyor, küçümsüyor ve haddini bildiriyor. Oysa değersizleştirme ve onu takip eden insanlıktan çıkarma eylemi şiddetin temel meşruluk kaynaklarından biri insanlar için. “omurgasızlar, soysuzlar, kuklalar…” Zaten kendisi kadar değerli görmediği insanların ölmesi, katledilmesi, işkence görmesi bırakın sorun olmayı, meşru ve doğal karşılanmakla kalmıyor bazı insanlarca başarı yada mutluluk kaynağı olarak algılanıyor.

Oysa bir afrika sözü şöyle diyor: “insan, insanla insandır, yalnızca tanrı tek başına tanrıdır.” bir başka deyişle insanı var eden karşısındaki tarafından tanınması, görülmesi, saygı görmesi.  Freire ise bir başka boyut katarak ezen- ezilen ilişkisinde ezen insanın da insan dışılaştığını söylüyor. (bknz. ezilenlerin pedagojisi) velhasılı, bu ilişkiler yumağında, kibirli kabullerimiz, dışlayıcı tutumlarımızla biz de yitiyoruz insanlığımızı.

Her gün insanlar, ölümler ve mağdurlar arasında hiyerarşiler kuruluyor. insan olma düzleminde düşünemiyoruz. O yüzden çok kolay bir şekilde savaş, intikam ve ölüm isteyen insanlar olabiliyoruz. Ne kadar korkunçlaştığımızın farkında bile değiliz aslında.

Kelimelerimiz ve düşlerimiz öylesine sınırlı ki “sürekli sözün bittiği” yere geliyoruz. Kaç kelime ettik ne söyledik de sözlerimiz bitiverdi diye şaşıyor insan! Kelimelerimizin ve dünyamızın sınırlarına dayanıveriyoruz. sürekli o dünyanın duvarlarına çarpıp tepkiler veriyoruz, Duvarın ötesini görmeye ve düşlemeye zaman yok, galiba ötesini görmek için gerekli kelimelere de sahip değiliz. Uyandığınız herhangi bir gün taksimde bir grup genç katliam ister sloganlar atıyor misal… katliam! su ister gibi normal istenebiliyor! ölüm haberleri geliyor öyle 3-5 değil onlarca yüzlerce…insanlığımız ölüyor her gelen ölüm haberiyle ama her şey normalmiş gibi kalkıyor ve devam ediyoruz hayata. 13 yaşındaki bir çocuk onlarca kişinin tecavüzüne uğruyor, o hiç yokmuş, küçük bedeni hiç acı çekmemiş gibi yaşamaya devam ediyoruz. bir kadın öldürülüyor  güpe gündüz, sokak ortasında o başkasının acısı ya, yürüyüp gidiyoruz. Susuyoruz, suskunlaşıyoruz, yok oluyoruz…

Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s